Thursday, November 8, 2007

2 yaz önce yazdığım bir yazı..Adana'nin lokal dergisi Adana Line'da yayinlandi.
Yazdı, mersin'deydik ve büyük ihtimalle müzik eşliğinde yazmistim bu yaziyi :) mersin'i özlediğimi hissettim..


MÜZİĞİN GÜCÜ


Kimimiz i
çin basit bir eğlence aracı, kimimiz için profesyonel bir iş, kimimiz için ise boş zaman aktivitesi. Ama şu bir gerçek ki; ruhun gıdası, olmazsa olmazıdır müzik. Bazen sıkıntılarımıza çare bulmamıza yardımcı, bazen ise bizi hüzünlendiren bir yolculuk anılarımıza..Ama ne koşulda ve hangi nedenle olursa olsun, o bizim hep dinlemeye ihtiyaç duyduğumuz şey..Belki de müzik, duymak istediğimiz şeylerin başında geliyor sevgi sözcüklerinden sonra..

Müziğin, insan hayatındaki önemi ve vazgeçilmez bir unsur oluşu herkesçe kabul edilmiş bir gerçek. Yüzyıllar boyu insanlar müziğin, hayatın her evresinde olması için çabalamış, müziği sevinçlerimize, dertlerimize, heyecanımıza ve umutlarımıza ortak etmişlerdir. ‘Hayatın her evresinde müzik’ dediğimiz zaman gerçekten de abartmış sayılmıyoruz, nitekim daha dünyaya gelmeden, anne rahmindeyken müziğe maruz kalmanın ne gibi etkileri olduğu bir çok bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştur. Örneğin, ABD’de yapılan bir araştırma, Mozart ve Vivaldi’den dinletilen müziğin, ceninin kalb atış hızını yavaşlattığını, beyin dalgalarını sakinleştirdiğini ve tekmelerini azalttığını göstermiştir. Ancak, rock ve pop müziğin cenini rahatsız ettiği ve tekmelerin artmasına sebep olduğu görülmüştür.

Peki, daha anne karnındayken sağlığımıza, öğrenme gücümüze ve davranışlarımıza etki edebilen müzik, yaşantımıza nasıl etki ediyor? Duygu durumumuz, hal ve tavırlarımız müzikten etkileniyor mu? Araştırmalar gösteriyor ki, sevilen müzik dinlendiğinde beynin mezolimbik bölgesindeki merkezler uyarılıyor ve endorfin salgılanıyor. İnsanlar yaratılıştan, müzik kulağına sahip olmasalar da seslerin ahenkli şekilde söylenmesine karşı duyarlılar. Sakinleştirici melodiler dinlendiği zaman insanların, endişe ve korkuları gidiyor, daha rahat ve huzurlu hissediyorlar. Müziğin duygu durumumuza etkisi ise aşikar. Nasıl ki Sezen Aksu dinlerken, anılara dalıyor, gözlerimiz buğulanıyorsa, Tarkan dinlerken de daha bir enerjik ve mutlu hissettiğimiz gerçek..Müzik sadece duygularımızı etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda duygularımızı ifade etmenin de yollarından biri. Sevgiliye dinletilen bir melodi veya içki sofrasında söylenen bir türkü..Ağızdan çıkan her bir şarkının aslında hem söyleyen hem de dinleyen için anlamı büyük..Ruhumuza hitap eden herşey gibi müzik de bizleri keyiflendiriyor, düşündürüyor, zaman zaman da hüzünlendiriyor.

Müziğin, dolaylı olarak başarılarımıza, iş veya okul hayatımıza olan etkilerinden de bahsetmek mümkün. Bu seneki OKS Türkiye 3.sü ‘’sınava Vivaldi dinleyerek hazırlandım’’ diyor. Bu bir tesadüf mü? Sanmıyorum. Müziğin, stressi azaltmaya, aklımızı harekete geçirmeye ve dikkatimizi toparlamaya etkisi büyük. Yaptığımız iş ve çalıştığımız ortam nasıl olursa olsun, rahatsız etmeyecek volümde severek dinlenen müziğin olumlu etkileri gözardı edilemez. Müzik, sadece yaptığımız işe eşlik etmekle kalmaz, aynı zamanda molalarımızın vazgeçilmez bir unsuru da olabilir. Dinlenmiş ve rahatlamış hissetmemize yardımcı olduğu gibi, yeniden çalışmaya başlamamız için büyük bir motivasyon kaynağı olur müzik. Her işi müzikle daha zevkli hale getirmek de cabası..

Güzel şarkı söyleyebilmek için güzel bir sese, iyi bir kulağa; güzel konuşabilmek için iyi bir diksiyona ihtiyaç var belki ama iyi bir müzik dinleyicisi olmak için bir şart yok..Kulağımıza hoş gelen, bizi anlamlandıran her türlü müziği dinleme özgürlüğümüz var! Müzikle daha mutlu, daha stressiz bir şekilde yaşamın keyfini çıkarabilirsiniz. Müzikle dinlenip, müzikle sakinleşebilirsiniz. Arabada, iş ortamında, okula giderken, yolculukta müziğiniz her an sizinle olsun. Müziği hayatının bir parçası, ruhunun bir ilacı haline getirmiş herkesi burdan kutluyorum, ‘müzikle kalın!’ diyorum.

No comments:

Post a Comment