"En büyük sorumluluğun olan özgürlük ve öz saygını kendi çabanla elde et. Bunu ben demiyorum, bin yıllardır koca koca insanlar çır çır çığırıyor. Mutluluk ertelenmiyor. Tesadüfen bir manzaranın gelip seni bulmasını, zorla gözünün içine girmesini beklemek de aynı yaşama enerjini düşüren pazarlığın bir parçası. Kullanacaksın kardeşim. Doğal kaynaklarını kullanacaksın. Kullanmıyorsan da bedelini kendi mutluluğunla ödeyeceksin."

-Ayça Şen, 14.01.2010

Bugün benim doğum günüm. 25 yıl önce sabah saat 11:20'de ben çekik çekik bakmışım dünyaya. O an hayatta ilk ve tek kez sanırım ben ağlarken herkes gülmüş..İşte tezatlık daha en başından belli..Sen ağlarken dünya gülüyor. Sen mutsuzsun o sulu, huzurlu yerden çıkarken, ama diğer herkes mutlu. Belki de diyorsun 'bana hiç sordunuz mu gelmeyi isteyip istemediğimi'. Hayatın içindeki gerçekler daha en başından, sen dünyaya gözlerini açarken aşikar. En başından hazırlıyor seni.
Pek pesimist bir yazı oldu bu.. Bana fazlaca ters :) Hele, doğum gününde hiç çekilmiyor böyle kavramlar..
Bugünün esas anlam ve önemini yansıtan şudur: 'Growing old is mandatory, but growing up is optional'

Aşk'ı okuyorum. Saf duyguların, hakkikatli hislerin ve düşüncelerin kitabı. Okurken çok şey düşünüyorum: sebepsizce kendimi hırpaladığım günlere mi yoksa geç keşfedilmiş farkındalıklara mı yoksa böylesine bir aşkın mevcut durumda yanıbaşımda olmadığına mı hayıflanayım bilemiyorum... Mevlana'nın Şems-i Tebrizi için zikrettiği kelimeler o kadar manidar ki etkilenmemek mümkün değil:

"Onun ışığı vurmazdan önce ölü bir nakıştım sadece taş duvarlarınızda. O, elindeki yay ile vurmazdan önce tellerime; hep aynı nameyi çalıp söyleyen, kendi sesine yabancı bir kuru rebaptım. Ben onun avucunda bağlar, bahçeler ağaçlar görür; deryalar gibi geniş, deryalar kadar berrak sular görürüm. Onun avucunda çıkan ağaçların gölgesinde dinlenirim. Lâkin siz bunların hiçbirini göremezsiniz."

C'est magnifique :)

keep track!

You think you've been everywhere and discovered everything, but this website will prove you wrong... According to it, I have visited about 6.22% of the globe, there is still so much traveling to be done..But working on it, though...

Günün Sözü

The real voyage of discovery consists not in seeking new landscapes but in having new eyes. -Proust

En sevdigim sehri terk etmek zorunda kalsam ne hissederdim acaba. Sanirim gidecegim yere bagli olarak degisirdi hissim. Eger Londra'yi Vancouver icin terk ediyor olsaydim sanirim pek de mutsuz olmazdim. Peki ya Londra'dan Adana icin ayriliyor olmak, iste orda dur bakalim.
Iliskiler de boyle, bir nevi hayattaki bir cok sey icin ayni varsayimi uygulayabiliriz. Birini terk ediyorsunuz diyelim, sizi bekleyen baska biri icin. Bu o terk edisi cok daha kolay bir hale getirmez mi.

Peki hep bir secim mi vardir terk etmenin arkasinda. Yani her terk edis yeni bir gelis mi aslinda. Bu da pek dogru sayilmaz. Bazen sadece terk edersin bilinmezlik bekler seni. Bazen terk edersin cunku otesini merak edersin. Bazen ise terk edersin sadece oldugun yerde mutlu degilsindir cunku. Her terk edis yeni bir baslangictir ama farkli sekillerde.

"her mutluluk birbirine benzer. mutsuzluğunsa kendine ait özgün bir hikayesi vardır."
tolstoy